Kırık Sonrası Fizik Tedavi (Fizyoterapi): İyileşme Sürecinin Vazgeçilmezi
Kırıklar, kemik bütünlüğünün bozulduğu ciddi yaralanmalardır ve günlük yaşam aktivitelerini büyük ölçüde kısıtlayabilir. Kırık sonrasında uygulanan tedavi, kırığın iyileşme sürecini doğrudan etkiler ve tam fonksiyonel iyileşme için fizik tedavi (fizyoterapi) önemli bir yer tutar. Kırık sonrası fizyoterapi, hastanın iyileşme sürecinde hareketliliği yeniden kazanmasına, kas gücünü artırmasına ve genel işlevselliğini geri kazanmasına yardımcı olur. Güncel bilimsel çalışmalar, kırık sonrası fizik tedavinin iyileşme sürecinde önemli bir etkiye sahip olduğunu göstermektedir.
Bu yazımızda kırık sonrası fizik tedavi sürecinde fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamalarının önemini ve kıymetini sizler için anlatmaya çalıştık.
Kırık Sonrası İyileşmede Fizik Tedavi (Fizyoterapi)
Kırıklar genellikle ilgili hekimlik tarafından alçı, atel ya da cerrahi müdahale ile stabilize edilir. Ancak bu stabilizasyon süreci boyunca hareketsizlik nedeniyle kaslarda zayıflama, eklemlerde sertlik ve dolaşımda bozulma meydana gelir. Fizyoterapi, bu komplikasyonları önleyerek vücudun yeniden hareketliliğini kazanmasını sağlar. Kırık sonrası fizik tedavi (fizyoterapi), hem kırığın iyileşme sürecini hızlandırır hem de hastanın günlük yaşamına dönüşünü kolaylaştırır.
Kırık sonrasında uygulanan fizyoterapi ve rehabilitasyon programı ilgili hekimliğin tedavisiyle birlikte fizyoterapist değerlendirmesi ve ön görüsünü de hesaba katarak hastanın durumu, kırığın yeri ve iyileşme sürecine göre planlanır. Bilimsel çalışmalar, kişiye özel fizyoterapi programlarının kırık sonrası iyileşme üzerinde olumlu etkilerini vurgulamaktadır (Turner ve ark., 2016). Bu nedenle, fizyoterapi programları her hastanın mutlaka bireysel ihtiyaçlarına göre kişe özel olarak düzenlenmelidir.
Kırık Sonrası Uygulan Fizik Tedavi Yöntemleri (Fizyoterapi)
Kırık sonrası fizyoterapi yöntemleri, hastanın ihtiyaçlarına ve iyileşme sürecine göre belirlenir. Kırık sonrası rehabilitasyon programında uygulanan ya da uygulanabilir teknikler şunları içerir:
- Manuel Terapi
Manuel terapi, fizyoterapistin elleriyle yaptığı mobilizasyon ve manipülasyon tekniklerini içerir. Bu teknikler, eklem sertliklerini azaltır ve hareketliliği artırır. Özellikle eklemler üzerinde yapılan manuel mobilizasyonlar, kırık sonrası hareketsizlik sonucu oluşan eklem kısıtlılıklarını giderir. Araştırmalar, manuel terapinin eklem hareket açıklığını artırmada etkili olduğunu göstermektedir (Green ve Flynn, 2020).
- Egzersiz Terapisi
Kırık sonrası uygulanan egzersizler, kasların güçlenmesine ve esnekliğin geri kazanılmasına yardımcı olur. İzometrik egzersizler, erken dönemde kasları güçlendirmek için güvenli bir şekilde kullanılabilir. Ayrıca ilerleyen dönemlerde dirençli egzersizler ve denge eğitimleri eklenerek hastanın fonksiyonel kapasitesi artırılır. Bilimsel veriler, egzersiz terapisinin kas gücünü geri kazanmada ve fonksiyonel iyileşmeyi hızlandırmada önemli bir rol oynadığını göstermektedir (Stasinopoulos, 2015).
- Kinezyo Bantlama
Kinezyo bantlama, kasları ve eklemleri desteklemek için kullanılan bir tekniktir. Kırık sonrası dönemde, kasların doğru hizalanmasını sağlamak ve ağrıyı hafifletmek için kullanılabilir. Ayrıca dolaşımı artırarak ödemin azalmasına yardımcı olur. Bu yöntem, özellikle hareketsizlik döneminden sonra fonksiyonel hareketlerin desteklenmesi için kullanılır.
- Hidroterapi
Hidroterapi, suyun kaldırma kuvvetinden faydalanarak uygulanan bir terapi yöntemidir. Su içinde yapılan egzersizler, eklem üzerindeki yükü azaltarak hareketi kolaylaştırır. Kırık sonrası hidroterapi, kasların güçlenmesine ve eklem hareketliliğinin geri kazanılmasına yardımcı olur.
- Osteopati
Osteopati, kas-iskelet sistemini bütüncül olarak ele alan bir tedavi yöntemidir. Kırık sonrası hareketsizlik sonucu ortaya çıkan kas ve eklem dengesizliklerini düzeltmek için uygulanır. Osteopati, vücudun doğal iyileşme süreçlerini destekleyerek dolaşımı artırır ve eklemlerdeki sertlikleri hafifletir. Bu yöntem, özellikle kırık sonrası uzun süre hareketsiz kalan eklemlerin işlevselliğini geri kazanmada etkilidir.
- Graston Terapi
Graston terapi, kas dokularındaki yapışıklıkları ve gerginlikleri çözmek için kullanılan özel aletlerle yapılan bir tekniktir. Bu yöntem, kas-iskelet sistemi üzerindeki gerginlikleri azaltır ve iyileşmeyi hızlandırır. Kırık sonrası oluşabilecek kas sertliklerini gidermede etkili bir yöntemdir. Graston terapi, doku iyileşmesini hızlandırarak kasların daha hızlı güçlenmesine yardımcı olur.
- Psikonöroimmünolojik Beslenmenin Etkisi
Psikonöroimmünoloji, zihin, sinir ve bağışıklık sistemi arasındaki etkileşimleri inceleyen bir bilim dalıdır. Kırık sonrası iyileşme sürecinde stres, duygusal durum ve beslenme faktörleri önemli bir rol oynar. Stresin iyileşme sürecini olumsuz etkilediği ve bağışıklık sistemini zayıflattığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle kırık sonrası dönemde, hastaların beslenme alışkanlıklarına dikkat etmeleri önemlidir. Özellikle anti-inflamatuar beslenme ve yeterli protein, vitamin ve mineral alımı, kemik iyileşmesini hızlandırabilir.
Omega-3 yağ asitleri, D vitamini ve kalsiyum açısından zengin bir diyet, kırık sonrası kemik sağlığını destekler. Ayrıca, antioksidanlar bakımından zengin gıdalar tüketmek, bağışıklık sistemini güçlendirerek vücudun iyileşme kapasitesini artırır.
- Elektroterapi
Elektrik stimülasyonu, kasların hareketsizlik sürecinde atrofisini önlemek için kullanılabilir. Elektroterapi, sinir uyarımı yoluyla kasların çalışmasını sağlayarak kas gücünü artırmaya yardımcı olur. Fizyoterapistlerin uyguladığı bu teknik, kasların yeniden aktive olmasına katkıda bulunur ve dolaşımı artırır.
- Ultrason Terapisi
Ultrason, yüksek frekanslı ses dalgaları kullanarak kırık bölgesindeki kan akışını artırır ve iyileşmeyi hızlandırır. Ultrason terapisi, özellikle kırıkların iyileşme sürecinde kemik kaynamasını destekler. Araştırmalar, ultrasonun doku iyileşmesini hızlandırdığını ve kırık sonrası iyileşmeyi olumlu etkilediğini göstermektedir (Rana ve ark., 2019).
- Fonksiyonel Egzersizler
Fonksiyonel egzersizler, günlük yaşam aktivitelerine yönelik kas ve eklem hareketlerini yeniden kazandırmayı hedefleyen egzersizlerdir. Bu egzersizler, vücudun doğal hareket paternlerini geliştirerek hastaların kırık sonrası daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. İzometrik egzersizlerle başlayan süreç, ilerleyen dönemlerde daha dinamik hareketlerle desteklenir. Denge, koordinasyon ve güç kazanımına yönelik bu egzersizler, kasların yeniden güçlenmesini ve esnekliğin geri kazanılmasını sağlar.
Fonksiyonel egzersizler aynı zamanda kırık sonrası hareket korkusunu azaltarak hastaların daha aktif bir yaşam sürmesine katkıda bulunur. Bilimsel çalışmalar, fonksiyonel egzersizlerin kas gücünü artırmada ve fonksiyonel kapasiteyi geliştirmede etkili olduğunu göstermektedir (Stasinopoulos, 2015).
Kırık Sonrası Fizyoterapi – Rehabilitasyon
Kırık sonrası fizik tedavi (fizyoterapi) programı, hastanın tam fonksiyonel iyileşmesini sağlamak ve hareket kabiliyetini yeniden kazandırmak için titizlikle planlanmış bir süreçtir. Fizyoterapi programı, hastanın genel sağlık durumu, kırığın yeri, türü ve iyileşme sürecine göre kişiye özel olarak hazırlanır. Bu program, genellikle aşağıdaki aşamalardan oluşur:
- Kırık Sonrası Erken Dönem Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Bu aşama, kırığın stabilize edilmesi ve kemik kaynamasının ilk dönemlerinde başlar. Erken dönemde yapılan fizyoterapi, alçı veya atel kullanımıyla hareket kısıtlanmış bölgedeki komplikasyonları önlemeyi amaçlar. Fizyoterapistler bu dönemde şu yöntemleri uygular:
- İzometrik Egzersizler: Alçı veya atel içindeyken bile kasların çalışmasını sağlamak için izometrik egzersizler önerilir. Bu egzersizler, kas kasılmalarını sağlayarak kas gücünün korunmasına yardımcı olur.
- Dolaşımı Artıran Hafif Hareketler: Hareketsiz kalan uzuvlarda kan dolaşımını artırmak ve ödemi önlemek amacıyla düşük yoğunluklu hareketler yapılır. Örneğin, ayak bileği veya el bileği kırıklarında parmak hareketleri önerilebilir.
- Ağrı ve Şişlik Yönetimi: Fizyoterapistler, soğuk kompresler ve uygun pozisyonlama teknikleri ile ağrıyı ve şişliği kontrol altına alır. Ayrıca, kas gevşetme ve ödemi azaltmaya yönelik manuel terapi teknikleri de kırık sonrası fizik tedavi programında uygulanabilir.
- Kırık Sonrası Orta Dönem Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Kemik kaynaması ilerledikçe ve alçı çıkarıldığında kırık sonrası fizik tedavi için daha yoğun bir rehabilitasyon programı başlar. Orta dönemde uygulanan tedaviler, eklem hareketliliğini artırmaya ve kasların gücünü geri kazanmaya odaklanır. Bu dönemde uygulanan fizyoterapi yöntemleri şunlardır:
- Eklem Mobilizasyonu: Kırık sonrası fizik tedavide problem bölgesindeki eklemlerde, hareketsizlik sonucu gelişen sertliği gidermek için eklem mobilizasyonu teknikleri kullanılır. Bu mobilizasyonlar, eklem hareket aralığını artırarak fonksiyonel hareketliliği geri kazandırır.
- Aktif Hareketler: Hasta, fizyoterapistin yönlendirmesiyle eklemlerini aktif olarak hareket ettirmeye başlar. Bu aşamada hafif dirençli hareketler de egzersiz programına eklenir. Kırık sonrası fizik tedavi sürecinde her zaman aktif hareketler önem taşır.
- Ağrı Yönetimi ve Denge Eğitimi: Kırık sonrası fizik tedavide, orta dönemde devam eden ağrı ve hareket kısıtlılıklarına yönelik teknikler uygulanır. Ayrıca, hastanın dengesini geri kazanması için denge egzersizleri yapılır.
- Kırık Sonrası İlerleyen Dönem Fizyoterapi ve Rehabilitasyon
Kırık sonrası fizik tedavide, kırığın tamamen kaynaması ve iyileşme sürecinin son dönemine girildiğinde, hasta daha fonksiyonel hareketlere geçebilir. Bu aşamada fizyoterapinin amacı, hastayı günlük yaşam aktivitelerine döndürmek ve kas-iskelet sistemini tam kapasiteyle çalışır hale getirmektir. İlerleyen dönemde şu teknikler uygulanır:
- Dirençli Egzersizler: Kas gücünü yeniden kazanmak için kırık sonrası fizik tedavide dirençli egzersizler yapılır. Bu egzersizler, elastik bantlar, serbest ağırlıklar ve makinelerle desteklenir.
- Fonksiyonel Egzersizler: Günlük yaşamda yapılan hareketlere benzer egzersizler kırık sonrası fizik tedavi programlarında hastanın eski işlevselliğine dönmesini sağlar. Örneğin, merdiven çıkma, çömelme ve ayakta durma gibi hareketler bu aşamada yoğunlaşır.
- Denge ve Koordinasyon: Kırık sonrası fizik tedavide özellikle alt ekstremite kırıklarından sonra, denge ve koordinasyonu yeniden kazanmak büyük önem taşır. Denge tahtaları ve denge egzersizleri bu süreçte sıkça kullanılır.
Fizyoterapi programı boyunca hastanın durumu sürekli olarak değerlendirilir ve program ihtiyaçlarına göre revize edilir. Bu şekilde, tam bir fonksiyonel iyileşme sağlanarak, hastanın günlük yaşam aktivitelerine ve iş hayatına güvenle dönmesi sağlanır.
Kırık Sonrası Fizik Tedavinin (Fizyoterapi) Bilimsel Kanıtları
Birçok araştırma, kırık sonrası fizik tedavinin iyileşme sürecini hızlandırdığına dair güçlü kanıtlar sunmaktadır. Bu çalışamalardan özellikle kırık sonrası fizik tedavi (fizyoterapi) uygulamalarına katkı sağlayacak olanları sizler için derledik.
- Turner ve arkadaşları (2016) tarafından yapılan bir çalışma, kişiye özel fizyoterapi programlarının kırık sonrası kas gücünü ve eklem hareketliliğini artırmada etkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışma, fizyoterapinin kırık sonrası rehabilitasyonda ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.
- Green ve Flynn (2020) tarafından yapılan bir diğer çalışmada, manuel terapinin eklem sertliklerini azaltarak hareket kabiliyetini artırdığı belirtilmiştir. Bu sonuç, kırık sonrası mobilizasyon ve manipülasyon tekniklerinin iyileşme sürecine katkı sağladığını göstermektedir.
- Elektroterapi ve ultrason terapisi gibi yöntemlerin kırık sonrası rehabilitasyonda etkili olduğunu gösteren başka çalışmalar da mevcuttur. Rana ve arkadaşları (2019) tarafından yapılan bir araştırma, ultrasonun kırık bölgesindeki iyileşmeyi hızlandırdığını ve kemik kaynamasını desteklediğini ortaya koymuştur.
- Fonksiyonel egzersizlerin kırık sonrası rehabilitasyondaki etkisi üzerine yapılan araştırmalar, kas gücünü ve genel hareket kapasitesini artırdığını kanıtlamıştır. Stasinopoulos (2015) tarafından gerçekleştirilen bir çalışma, izometrik egzersizler ve direnç antrenmanlarının, kırık sonrası kas kuvvetini yeniden kazanmayı desteklediğini ve hareket kabiliyetini geliştirdiğini belirtmiştir. Bu tür egzersizlerin kırık sonrası iyileşmede önemli bir rol oynadığı ve hastaların daha hızlı toparlanmasını sağladığı vurgulanmıştır.
- Kalron ve arkadaşları (2018) tarafından yapılan bir çalışmada, kinezyo bantlamanın kırık sonrası iyileşme sürecine olumlu etkileri araştırılmıştır. Çalışma, kinezyo bantlarının ödemi azaltarak dolaşımı artırdığını, kasları desteklediğini ve ağrıyı hafifletme konusunda etkili olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle hareket kabiliyeti sınırlı olan hastalarda, bantlama yönteminin hareketi kolaylaştırarak iyileşmeyi hızlandırdığı belirtilmiştir.
- Hammer ve ark. (2017) tarafından yapılan bir çalışmada, Graston terapinin kırık sonrası doku iyileşmesini hızlandırdığı ve kaslardaki yapışıklıkları çözerek hareket kapasitesini artırdığı gösterilmiştir. Çalışma, bu terapi yönteminin, kas dokularındaki yapısal problemleri çözerek ağrı ve sertliği azalttığını ve fonksiyonel kapasitenin yeniden kazanılmasında önemli bir rol oynadığını vurgulamaktadır.
Bu bilimsel çalışmalar, kırık sonrası fizik tedavi yöntemlerinin etkili olduğunu ve hastaların iyileşme süreçlerini hızlandırdığını göstermektedir. Manuel terapi, kinezyo bantlama, fonksiyonel egzersizler ve Graston terapinin kas-iskelet sistemi üzerindeki olumlu etkileri, bilimsel verilerle desteklenmiş olup, kırık sonrası fizik tedavi sürecinin vazgeçilmez unsurlarıdır
Kırık Sonrası Fizik Tedavide Multidisipliner Yaklaşım Çok Önemli
Kırık sonrası fizik tedavide iyileşme sürecinde sadece fizyoterapinin değil, multidisipliner bir yaklaşımın da önemi büyüktür. Hekim, fizyoterapist ve diyetisyen iş birliği, hastanın hem fiziksel hem de beslenme açısından optimal bir iyileşme süreci geçirmesini sağlar. Hekim, tedavi planını belirler ve fizik tedaviye yönlendirme yapar. Fizyoterapist, hastanın hareketliliğini artırarak kas gücünü geri kazandırır. Diyetisyen ise kemik sağlığını destekleyecek beslenme programları önererek iyileşmeyi hızlandırır.
Multidisipliner bir ekip tarafından yönetilen rehabilitasyon süreci, kırık sonrası oluşabilecek komplikasyonları en aza indirir ve hastanın günlük yaşamına dönmesini hızlandırır. Kırık sonrası fizik tedavi süracinde doğru beslenme, özellikle kalsiyum ve D vitamini açısından zengin bir diyet, kemik sağlığını güçlendirmede kritik bir rol oynar.
Kırık Sonrası Fizik Tedavi (Fizyoterapi) Yapılmazsa Ne Olur ?
Kırık sonrası fizik tedavi yapılmaması, iyileşme sürecinde ciddi komplikasyonlara ve fonksiyonel kayıplara neden olabilir. Fizik tedavi, sadece kırığın kaynamasını desteklemekle kalmaz, aynı zamanda kas-iskelet sisteminin yeniden normal işleyişine dönmesine yardımcı olur. Eğer bu süreç göz ardı edilirse, çeşitli olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir:
- Kırık Sonrası Fizik Tedavi Uygulanmazsa Kas Güçsüzlüğü ve Atrofi Gelişebilir
Kırık sonrası hareketsizlik, kasların güçsüzleşmesine ve hatta kas kütlesinin azalmasına neden olabilir. Buna bağlı olarak kırık sonrası fizik tedavi yapılmazsa, hareketsiz kalan kaslar zamanla atrofiye uğrar ve bu da hastanın fonksiyonel hareket kabiliyetini ciddi şekilde kısıtlar. Kasların eski gücüne kavuşması, fiziksel egzersizler ve terapilerle mümkündür; aksi halde kas kaybı kalıcı olabilir.
- Eklem Sertliği ve Hareket Kısıtlılığı Kırık Sonrası Fizik Tedavi Uygulanmadığı Zaman Olabilir
Kırık sonrası hareketsizlik, eklemlerin sertleşmesine ve hareket aralığının ciddi şekilde azalmasına neden olur. Bu sebepten dolayı sonrası kırık sonrası fizik tedavi yapılmazsa, eklemler uzun süreli hareketsizlikten sonra tam hareket yeteneğini geri kazanamayabilir. Özellikle dirsek, diz, bilek gibi eklemler kırık sonrası sertleşmeye daha yatkındır. Bu durum, günlük aktivitelerde zorluk yaratır ve hastanın hareketliliği ciddi anlamda kısıtlanabilir.
- Dolaşım Problemleri ve Ödem Oluşmaması İçin Kırık Sonrası Fizik Tedavi Şart
Hareketsizlik, kan dolaşımının yavaşlamasına ve ödemin birikmesine yol açar. Kırık sonrası fizik tedavi yapılmadığında, bu dolaşım problemleri şiddetli hale gelebilir ve iyileşme süreci uzar. Özellikle bacak ve kol gibi kırık sonrası hareketsiz kalan bölgelerde ödem birikmesi yaygın bir sorundur. Bu durum, ağrıyı artırır ve iyileşmeyi olumsuz etkiler.
- Kırık Sonrası Fizik Tedavi Uygulanmazsa Yaralanma Riski ve Denge Problemleri Oluşabilir
Kırık sonrası fizik tedavi yapılmadığında, kaslar ve eklemler zayıfladığı için hastanın denge ve koordinasyonu bozulabilir. Bu da tekrar düşme ve yaralanma riskini artırır. Özellikle alt ekstremite kırıklarında denge problemleri sıkça görülür ve tedavi edilmezse hastanın günlük yaşam aktivitelerinde zorluk çekmesine neden olur.
- Ağrı ve Kronik Ağrı Gelişimini Önlemek İçin Kırık Sonrası Fizik Tedavi Gerekir
Kırık sonrası fizik tedavi yapılmaması, iyileşme sürecinde ağrının kalıcı hale gelmesine yol açabilir. Kas ve eklemlerdeki sertlik, zayıflık ve hareket kısıtlılığı, ağrının kronikleşmesine sebep olabilir. Bu durum, yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürür ve hastanın günlük aktivitelerini sınırlayabilir.
- Fonksiyonel Kayıpları Önlemek İçin Kırık Sonrası Fizik Tedavi Önemli
Kırık sonrası fizik tedavi yapılmazsa, hastanın fonksiyonel kapasitesinde ciddi kayıplar meydana gelebilir. Kaslar ve eklemler eski gücüne ve esnekliğine kavuşmadığında, hastanın iş yapma yeteneği, yürüme, merdiven çıkma, ağır nesneleri kaldırma gibi temel becerileri olumsuz etkilenir. Fonksiyonel kayıplar, kişinin bağımsız yaşamını sürdürememesine neden olabilir.
- Kırık Sonrası Fizik Tedavi Olmazsa Kırılan Kemik Kaynamasında Sorunlar Oluşabilir
Fizik tedavi, kırık bölgesindeki kan dolaşımını artırarak kemik kaynamasını hızlandırır. Eğer kırık sonrası fizik tedavi uygulanmazsa, kırık bölgesindeki iyileşme gecikebilir ya da tam anlamıyla gerçekleşmeyebilir. Bu da yanlış kaynama (malunion) ya da kaynamama (nonunion) gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Yanlış kaynama, kemiğin fonksiyonel olmayan bir pozisyonda iyileşmesine neden olurken, kaynamama ise cerrahi müdahale gerektirebilir.
- Kırık Sonrası Fizik Tedavi Bağımsız Hareket Etmek İçin Gerekli
Kırık sonrası fizik tedavi yapılmadığında, hastalar bağımsız hareket etme kabiliyetini yitirebilir. Örneğin, bir bacak kırığından sonra yürüyüş kapasitesi azalan bir hasta, uzun süreli hareketsizlikle karşı karşıya kalabilir ve hatta baston ya da yürüteç gibi yardımcı cihazlara ihtiyaç duyabilir.
Kırık Sonrası Oluşan Ödem Nasıl Azaltılır ? (Fizyoterapi Teknik ve Metotlarıyla)
Kırık sonrası oluşan ödem, vücudun inflamatuar yanıtının bir sonucu olarak ortaya çıkar ve iyileşme sürecini olumsuz etkileyebilir. Ödemin azaltılması için fizyoterapistler tarafından uygulanan kanıta dayalı rehabilitasyon yaklaşımları büyük önem taşır. Özellikle lenfödem fizyoterapistleri, ödem yönetimi konusunda uzmanlaşmış profesyonellerdir ve kırık sonrası gelişen ödemin doğru tekniklerle kontrol altına alınmasında kritik bir rol oynar.
1. Pozisyonlama ve Elevasyon (Yükseltme)
- Kırık bölgesini kalp seviyesinin üzerine kaldırmak, yerçekimi etkisiyle sıvının drenajını artırır.
- Elevasyon sırasında uygun destek materyalleri (yastık, rulo havlu vb.) kullanılmalıdır.
- Lenfödem fizyoterapistleri, ödemin azalmasını hızlandırmak için uygun pozisyonlama tekniklerini belirler ve hastaya önerilerde bulunur.
2. Manuel Lenf Drenajı (MLD)
- Manuel lenf drenajı (MLD), ödemin drenajını hızlandıran, lenfödem fizyoterapistleri tarafından uygulanan özel bir manuel terapi yöntemidir.
- Hafif, ritmik ve dairesel hareketlerle yapılan lenf drenajı masajı, lenfatik dolaşımı destekleyerek ödemin azalmasına yardımcı olur.
- Lenfödem fizyoterapistleri, bu tekniği uygulayarak ödemin kronikleşmesini engelleyebilir ve iyileşme sürecini hızlandırabilir.
3. Kinezyo Bantlama
- Fizyoterapistler, lenfatik drenajı destekleyen özel kinezyo bantlama teknikleri uygulayarak ödemin azalmasını sağlar.
- Bantlama, cildi hafifçe kaldırarak lenf akışını artırır ve ödemin çözülmesine katkı sunar.
4. Kompresyon Bandajı ve Çorap Kullanımı
- Elastik bandajlar veya özel medikal kompresyon çorapları, sıvı birikimini kontrol ederek lenf dolaşımını destekler.
- Fizyoterapistler ve lenfödem fizyoterapistleri, hastaya en uygun kompresyon yöntemini belirleyerek tedavi sürecini optimize eder.
5. Erken Mobilizasyon ve Aktif Hareketler
- Pasif ve aktif eklem hareketleri, dolaşımı artırarak ödemin drenajına yardımcı olur.
- İzometrik egzersizler, kas pompası mekanizmasını aktive ederek sıvının bölgeden uzaklaştırılmasını destekler.
- Fizyoterapistler, ödemli bölgelerde en uygun hareket stratejilerini belirleyerek hastanın tedaviye uyumunu artırır.
6. Beslenme ve Anti-İnflamatuar Destek
- Omega-3 yağ asitleri, C ve E vitamini, antioksidan bakımından zengin besinler, inflamasyonu azaltarak ödemi kontrol edebilir.
- Fizyoterapis özellikle klinik psikonöroimmünoloji alanında uzmanlaşmışsa eğer kırık sonrası hastaların beslenme alışkanlıklarına dikkat etmelerini sağlayarak bütüncül bir iyileşme sürecine katkıda bulunur.
7. Solunum Egzersizleri
- Derin diyafram nefes teknikleri, dolaşımı artırarak ödemin çözülmesine yardımcı olabilir.
- Fizyoterapist, solunum ve diyafram hareketlerini içeren egzersizleri kullanarak lenf drenajını artırabilir.
Kırık sonrası oluşan ödemin kontrol altına alınması fizyoterapistler başta olmak üzere ödem alanında uzmanlaşmış lenfödem fizyoterapistlerininde profesyonel desteğiyle çok daha etkili bir şekilde yönetilebilir.
Fizyoterapistler, osteopati, psikonöroimmünoloji, manuel lenf drenajı, kinezyo bantlama, kompresyon terapisi ve özel egzersizler gibi tekniklerle hastaların ödem kontrolünü sağlamak ve iyileşme sürecini hızlandırmak için kritik bir rol oynar.
Bu nedenle, kırık sonrası fizik tedavi sürecinde mutlaka uzman fizyoterapistlerden destek alınmalı, uygun tedavi yöntemleri ilgili hekimliğinde teşhis-tanı ve yönlendirmesi doğrultusunda kişiye özel planlanmalıdır. Özellikle kronik ödem gelişme riski taşıyan hastalar için ise mutlaka lenfödem fizyoterapistlerinin desteği ihmal edilmemelidir.
Kırık Sonrası Tedavide Fizyoterapist Desteği Çok Önemli !
Kırık sonrası fizik tedavi, hastaların iyileşme sürecinde vazgeçilmez bir rol oynar. Hatta ilgili acil müdahalelerden çok daha önemli gibi düşünülebilir. Çünkü kırık olayı anlık akut olarak gelişsede daha sonrasında ki fizyoterapi ve rehabilitasyon sürecindeki uygulamalar; kas gücünü ve eklem hareketliliğini geri kazandırarak hastaların yeniden fonksiyonel hale gelmesine yardımcı olur. Bilimsel çalışmalar, kırık sonrası fizik tedavinin başarıyla uygulandığını ve hastaların yaşam kalitesini artırdığını göstermektedir. Manuel terapi, egzersiz, osteopati, klinik pni terapi, fasyal teknikler vb. kırık sonrası iyileşme sürecinin önemli bir parçasıdır.
Fizyoterapinin kırık sonrası rehabilitasyondaki başarısı, kanıta dayalı yaklaşımlar ve bilimsel verilerle desteklenmektedir. Multidisipliner yaklaşımla (ortopedist-fizyoterapist) birlikte, hastaların iyileşme süreci hızlandırılır ve komplikasyonlar en aza indirilir. Kırık sonrası fizik tedavi, sadece fiziksel iyileşme değil, hastaların yaşam kalitesini artırma konusunda da büyük bir başarı sağlar.
Kırık sonrası fizik tedavi ve rehabilitasyon (fizyoterapi) teknik – metotlarından faydalanmak, destek almak, merak ettiğiniz sorulara cevap bulmak ve çok daha fazlası için bizlere iletişim sekmemizi tıklayarak ulaşabileceğinizi unutmayın.
Ağrısız, özgür ve hareketli yarınlara…
Omurga kırığım var hangi fizik hareketleri yapmam gerekiyor hocam 6 ay geçti
Erdeniz Bey merhabalar,
Çok geçmiş olsun öncelikle.
Bilmeniz gerekirki; omurga kırığı sonrası rehabilitasyon süreci, kırığın tipi, iyileşme düzeyi, mevcut semptomlar ve kişinin genel sağlık durumu gibi birçok faktöre bağlı olarak kişiye özel bireysel olarak planlanmalıdır.
Bir fizyoterapist tarafından değerlendirilmeden genel egzersiz önerisinde bulunmak, hastanın iyileşme sürecini riske atabilir.
Uzaktan, bireysel ve kişiye özel bir değerlendirme olmadan egzersiz önermek doğru ve güvenli değildir.
Saygılar sunar sağlıklı günler dilerim.
Açık ameliyat yapıldı 6 adet platin var işe başladım ama ağrılarım var uzun süre oturduğum zaman oluyor sol taraf boşluk kısmında genelde ağrı mevcut
Erdeniz Bey merhabalar,
Çok geçmiş olsun tekrardan.
Sorunuzu bir önceki kısımda cevapladığımızı belirtir sağlıklı günler dileriz.
dirsek kırığım var, tel takıldı bir ay önce. 1hafta oldu alçım çıkalı doktorumun verdiği hareketleri uygulamaya çalışıyorum ancak kolumu bükmede açmada zorlanıyorum, kolum tam kapanmıyor kasılıyor. tekrardan doktora gitmeli miyim 2 hafta sonra kontrolüm var onu mu beklemeliyim bilmiyorum, lütfen bir tavsiye verin.
Nazlıcan Hanım merhabalar,
Geçmiş olsun öncelikle.
Kırık sonrası fizyoterapi ve rehabilitasyon programı Dünya’da çok yaygın ve önemli bir yere sahiptir. Kırık sonrası iyileşme verilecek bir kaç hareketle çözülmesi beklenecek kadar basit durumlar olmayabiliyor bazen. Özellikle alçıya alınma süresine bağlı olarak dirsek eklemi uzun süre hareketsiz kaldığında kaslar ve bağ dokuları sertleşebilir, bu da kolu bükme ve açma hareketlerinde zorlanmalara neden olabilir.
Hekim muayeneniz sonrasında hareket açıklığınızı daha detaylı değerlendirmek ve rehabilitasyon sürecinizi desteklemek adına ortopedik rehabilitasyon alanında uzman bir fizyoterapist tarafından da değerlendirilmeniz faydalı olabilir. Çünkü bu süreçte eklem hareket açıklığının korunması ve fonksiyonun geri kazanılması için kişiye özel bir rehabilitasyon programı gerekebilir.
Sağlıklı günler dileriz.
Iyi günler doktor bey. Eşimin dirseginin hemen üstü kırıldı, 2 tane tel var. 1 sene gecti, zamanında fizik tedavi yapılmadı. Hareket kısıtlıligi var. Acaba çok mu geç kaldık fizik tedavi için? Ne kapanıyor eli, ne de tam açılıyor. Cevap verirseniz çok mutlu oluruz, teşekkürler doktor bey.
Gülperi Hanım merhabalar,
Geçmiş olsun öncelikle.
Dirsek kırıkları sonrası zamanında fizik tedavi yapılmadığında hareket kısıtlılığı gelişebilir, ancak tamamen geç kalındığını söylemek doğru olmaz. Uygun rehabilitasyon yaklaşımları ile fonksiyonel kazanımlar sağlanabilir.
Uzm. Fzt. Ahmet Burak Sezgin olarak, fizyoterapist kimliğimle şunu söyleyebilirim: Her bireyin iyileşme süreci farklıdır ve uzaktan kesin bir değerlendirme yapmak sağlıklı olmaz. Ortopedik rehabilitasyon alanında uzman bir fizyoterapist tarafından değerlendirilerek hareket açıklığını artırmaya yönelik özel bir rehabilitasyon programı planlanması en doğru yaklaşım olacaktır.
Geçmiş olsun.
Sağlıklı günler dileriz.
Sol ön kol çift kırığım var 2 sinide platin takıldı 1.5 ay oldu alçı çıktı parmaklarımı oynatabiliyorum ama bileğim kitlenmiş durumda oynatmaya çalışsam tekrar kırılma gibi bi durum olur mu kolumda
Merhabalar Barış Bey,
Geçmiş olsun öncelikle.
Uzm. Fzt. Ahmet Burak Sezgin olarak, fizyoterapist kimliğimle belirtmeliyim ki, alçı sonrası eklem sertliği ve hareket kısıtlılığı oldukça yaygın bir durumdur. Ancak, hareket ettirmeye çalışırken tekrar kırılma riski olup olmadığını değerlendirmek için doktorunuzun muayenesi gereklidir.
Genellikle, kırık iyileşme süreci tamamlandıysa fizyoterapist gözetiminde ve yönetiminde kontrollü hareketlere başlanabilir. Ancak bileğinizde ciddi bir kilitlenme hissediyorsanız, ortopedik rehabilitasyon alanında uzman bir fizyoterapist tarafından değerlendirilmeniz faydalı olacaktır. Uzaktan kesin bir değerlendirme yapmak mümkün olmadığından, hekiminizin yönlendirmesi doğrultusunda bir fizyoterapist tarafınca rehabilitasyon planı oluşturulması en sağlıklı yaklaşım olacaktır.
Geçmiş olsun.
Sağlıklı günler dileriz.
Mrblar sayın doktor bey yaklaşık 2ay önce motor trafik kaza geçirdim 10 gün önce ayak alçı çıktı fakat yavaş yavaş basmaya başladım ama metatarsal kemik kırdığım var agrı devam etmekte doktor fizik tedavi vs vermedi nasıl bir yol izlemeliyim kırık olan bölge gec yanma ve agrı ve sabahları daha çok agrı ve kas baldırı ağrımaya yardımcı olursanız teşekkür edeim igünler
Merhabalar Ümit Bey,
Geçmiş olsun öncelikle.
Motorlu araç kazası sonrası metatarsal kemik kırıkları iyileşme sürecinde ağrı, yanma ve kas sertliği gibi şikayetlere neden olabilir. Alçı çıktıktan sonra yürümeye başlamak doğal bir süreçtir, ancak devam eden ağrı ve rahatsızlık durumunda öncelikle kırığı takip eden hekime danışmak önemlidir.
Fizik tedavi(fizyoterapi), kas gücünü artırarak eklem hareketliliğini geri kazandırır ve dolaşımı iyileştirerek ağrının azalmasına yardımcı olur. Bilimsel araştırmalar, erken fizyoterapinin iyileşme sürecini hızlandırdığını göstermektedir.
Bu nedenle hekim teşhis-tanısı ve yönlendirmesi doğrultusunda bir fizyoterapiste danışarak kişiye özel fizyoterapi programı hususunda destek almak ve fizyoterapist değerlendirmesinden geçmek tam iyileşme için önemli olabilir.
Sağlıklı günler dileriz.
21 şubatta dirsekte radius başı kırıldı. 11 martta egzersiz başlamam söylendi yani 19 gün sonra. 20. Gün evde 1 gün arayla 1 saat fizyoterapi aldım toplamda 7 seans. 18 mart yani 26 gün sonra alçım çıktı. Sonra bir fiziktedavi merkezi için yola çıktım 3 gün boyunca kolum hareketsiz kaldı egzersizleri kendim yapamadım ve 28 marttan itibaren günde bazen 2 kere, bazen 1 kere fizyoterapi almaya başladım. Sonra ulnar sinirden dolayı serçe parmağım ve yüzük parmağım uyuşmayla hareketsiz kalınca. 2 nisanda fizyoterapiye alınmadım acil ameliyat dendi sinirim çok sıkışmış 5 nisanda ameliyat oldum. 2 nisandan beri fizyoterapi görmüyorum bugün 9 nisan. Kolumun durumuna göre kemikten İğneli tedavi ve fizyoterapi alacağım sizce kolumda kısıtlılık kalır mı ? Halbuki küçücük bir kırıktı, kırık nedeniyle ameliyat bile olmamıştım. Alçı yüzünden kolum bu hale geldi. Yıl 2025 hala dirsek kırıklarına bir şey bulunmamış. Objektif olun boş yere umut vermeyin lütfen.
Merve Hanım Merhabalar,
Geçmiş olsun öncelikle.
“Yıl 2025, hâlâ dirsek kırıklarına bir şey bulunamamış.”
Bu cümleye kayıtsız kalmak mümkün değil. Çünkü bu bakış açısı ne tıbbın gerçeklerini yansıtıyor ne de fizyoterapistlik mesleğinin binbir emekle verdiği çabanın hakkını teslim ediyor. Objektif olun yorumunuza gelince; tabii ki doğru ve gerçek olanı söyleyeceğiz. Fakat şunu da bilmeniz gerekiyor; insan, sadece duygularla, kişisel hayal kırıklıklarıyla konuşabilecek bir yapı değil.
Bakın…
21 Şubat’ta kırık olmuş, 11 Mart’ta egzersiz başlanmış, 18 Mart’ta alçı çıkmış. Tıbbi protokoller açısından oldukça standart bir süreç. Üstelik bu süreçte 7 seans evde fizyoterapi desteği de alınmış. Alçı sonrası 3 günlük hareketsizlik elbette ideal değil ama bu da ne yazık ki hastaların sıkça karşılaştığı bir durum. Ancak unutulmamalıdır ki, vücut mekanizması mükemmel ama aynı zamanda hassas bir yapıdır.
Ulnar sinir sıkışması ise kırığın kendisinden çok, alçı pozisyonu, sinire yapılan bası, bireysel anatomik farklılıklar ve sinirin zaten yatkın bir bölgede seyretmesi gibi nedenlerle oluşabilir. Bu komplikasyon, dünya literatüründe bile tamamen öngörülemeyen ve bazen en iyi protokollerde bile gelişebilen bir durumdur. Fizik tedaviye başlama zamanlamanız da, sinir basısının gelişim sürecinden bağımsız olabilir.
Kaldı ki…
“Yıl 2025 hâlâ bir şey bulunamamış” demek, tıbbi gelişmeleri hiçe saymak demektir.
Yıl 2025 ve biz artık:
Kırık sonrası eklem sertliği riskini önceden değerlendirebiliyor,
Sinir basılarını termografik analizlerle takip edebiliyor,
Fonksiyonel manyetik alan tedavilerinden manuel terapiye kadar onlarca bilimsel yöntemi kullanabiliyoruz.
Ancak ne yaparsak yapalım, her organizma farklı cevap verir. Tıpta kesinlik yoktur, olasılıklar vardır.
Ve son olarak şunu belirtmek isterim:
Ben bu mesleği sadece bir iş olarak görmedim. Meslek hayatım insanlara en doğru, en bilimsel, en vicdanlı şekilde destek olma aşkıyla geçti. Bu yüzden hiçbir zaman “boş yere umut” vermedim. Ama “umut” vermeyi de asla ihmal etmedim. Çünkü rehabilitasyon, sadece kasların değil, insanın ruhunun da yeniden ayağa kalkma sürecidir.
Lütfen ilgili hekiminize güvenin ve fizyoterapist desteği almayı ihmal etmeyin.
Saygıyla…