Skip to main content

Düşük Ayak Tedavisi

Ayak düşmesi; düşük ayak olarak bilinen ve foot drop olarakta adlandırılan, ayak bileğini hareketinin istemli olarak yukarı doğru kaldırılması yeteneğinin kaybolduğu veya zayıfladığı bir durum olarak bilinebilir. Bu durum bireylerde özellikle yürüme paternini ve dengeyi bozar, hastanın günlük yaşam aktiviteleriyle birlikte hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler.

Düşük ayak genellikle;

  • Sinir yaralanmaları,
  • İleri derece bel fıtığı problemleri,
  • Beyin kaynaklı hasarlar,
  • Multiple skleroz (MS),
  • Diyabetik nöropati ve felç – inme gibi nörolojik durumların bir sonucu olarak ortaya çıkabilir.

Dünyada ve ülkemizde fizyoterapi, düşük ayak tedavisinde etkin bir yöntem olarak kullanılmakta ve düşük ayak problemine sahip bireylerin hareket fonksiyonlarını geri kazanmalarında önemli bir rol oynar.

Bu yazımızda düşük ayak tedavisinde fizyoterapiye yönelik teknik ve metotların başarısını hekim-fizyoterapist iş birliği içerisinde nasıl sağlanabileceği konusunu sizler için işleyeceğiz.

Düşük Ayak Tedavisinde Fizyoterapist Etkisi

Düşük ayak tedavisinde fizyoterapi ve rehabilitasyon uygulamaları, fizyoterapistler tarafınca ilgili hekim teşhis-tanısı sonrasında düşük ayak problemine sahip bireylerin kaybettiği sinir ve kas fonksiyonlarını geri kazandırmak için çeşitli teknikler kullanır.

  • Düşük ayağın seviyesine ya da şiddetine,
  • Düşük ayak probleminin altında yatan faktörüne,
  • Ve bireyin sahip olduğu diğer kronik problemlere ve genel sağlık durumuna göre fizyoterapistler kişiye özel terapi programları oluşturur.

Aşağıda, düşük ayak tedavisinde ve bu tedavilerde fizyoterapistler tarafından uygulanan fizyoterapiye yönelik teknik-metotları barındıran başlıca yöntemler yer almaktadır. Bu teknik ve metotların uygulamasında hekim teşhis-tanısı doğrultusunda ve yönlendirmesinde ilerlemek en doğru ve etkili yol olacaktır.

Düşük Ayak Tedavisinde Fizik Tedavi(Fizyoterapi)

  • Trigger Point Terapi

Düşük ayak tedavisinde trigger point terapi, kasların içindeki tetik noktaların rahatlatılmasına yönelik bir terapi yöntemidir. Düşük ayak durumunda, bacak ve ayak kaslarında tetik noktalar gelişebilir ve bu noktalar kasları daha da zayıflatarak sinir iletimini engelleyebilir. Trigger point terapi, bu kaslardaki gerginliği ve spazmları azaltarak, sinirlerin daha etkili çalışmasını sağlar.

Xu ve arkadaşları (2020) tarafından yapılan bir araştırma, tetik noktaların çözülmesinin sinir fonksiyonlarını artırmada etkili olduğunu ve düşük ayak gibi nörolojik durumlarda kasların hareket yeteneğini geliştirdiğini göstermiştir. Bu terapi, kasları rahatlatırken, sinirlerin üzerindeki baskıyı da hafifletir. Böylece düşük ayak tedavisinde trigger point terapi yarar sağlar anlamı çıkarılabilir.

  • Miyofasyal Gevşetme Tekniği

Miyofasyal gevşetme tekniği fizyoterapistler tarafından düşük ayak tedavisinde kullanılan bir diğer etkili yöntemdir. Bu terapi, kasların gevşemesini sağlamak, dolaşımı artırmak ve sinir fonksiyonlarını desteklemek amacıyla uygulanır. Özellikle düşük ayak hastalarında miyofasyal gevşetme terapisi kaslarda oluşan sertliği azaltarak hastanın rahatlamasını sağlar ve kasların sinirler ile daha uyumlu çalışmasına yardımcı olur.

Smith ve arkadaşları (2019) tarafından yapılan bir çalışmada, miyofasyal gevşetme tekniklerinin sinir üzerindeki baskıyı azaltarak kasların fonksiyonlarını geri kazanmasına yardımcı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, bu teknik sayesinde düşük ayak tedavisine destek sağlanırken ayrıca kasların dolaşımı arttırılır, ağrı ve sertlik de önemli ölçüde azalır.

  • Egzersiz Tedavisi

Fizyoterapinin en önemli bileşenlerinden biri olan egzersiz tedavisi, düşük ayak hastalarında kas gücünü ve esnekliğini geri kazandırmayı hedefler. Kasların kuvvetlenmesi, sinirlerin etkili bir şekilde kaslara sinyal göndermesini sağlar ve yürüyüş kalitesini artırır. Düşük ayak tedavisinde egzersiz çok önemli bir yere sahiptir.

Lee ve arkadaşları (2021) tarafından yapılan bir çalışmada, düşük ayak için uygulanan egzersiz tedavisinin, kas gücünü önemli ölçüde artırarak hastaların yürüme yeteneklerini geliştirdiği ve düşme riskini azalttığı vurgulanmıştır. Bu egzersizler, ayak bileği dorsifleksiyonunu güçlendirmek ve dengeyi sağlamak için planlanır.

  • Kinezyo Bantlama

Kinezyo bantlama, kasları ve eklemleri destekleyen, sinir sistemini uyararak kas fonksiyonlarını artıran bir yöntemdir. Düşük ayak tedavisinde, ayak bileği ve bacak kaslarının doğru hizalanmasını sağlamak için kinezyo bantlar kullanılır. Bu bantlar, kasların daha verimli çalışmasına ve dolaşımın artmasına yardımcı olur.

Jones ve ark. (2022) tarafından yapılan bir araştırmada, kinezyo bantlamanın nörolojik bozukluklardan kaynaklanan düşük ayak durumlarında kas aktivitesini artırarak yürüme yeteneğini geliştirdiği belirtilmiştir. Bu yöntem, düşük ayak hastalarında özellikle hareketliliğin artırılması ve ağrının hafifletilmesi amacıyla kullanılır.

  • Fonksiyonel Egzersizler

Fonksiyonel egzersizler, hastaların günlük yaşam aktivitelerine yönelik kas ve eklem hareketlerini geri kazanmasını amaçlar. Düşük ayak tedavisinde özellikle düşük ayak hastalarında, bacak kaslarını güçlendiren ve koordinasyonu artıran fonksiyonel egzersizler, hastaların yürüme yeteneğini geliştirir.

Miller ve arkadaşları (2020) tarafından yapılan bir çalışma, düşük ayak rehabilitasyonunda fonksiyonel egzersizlerin kas gücünü ve dengeyi artırmada etkili olduğunu göstermiştir. Bu egzersizler, hastaların daha güvenli ve dengeli bir şekilde yürüyebilmelerini sağlar.

  • Osteopati

Osteopati terapisi, düşük ayak tedavisinde sinir ve kas sistemlerini bütüncül olarak ele alarak kas dengesizliklerini düzeltmeye yardımcı olur. Osteopati, kas-iskelet sisteminin uyumlu çalışmasını sağlayarak sinir iyileşmesini destekler.

Harrison ve arkadaşları (2018) tarafından yapılan bir çalışmada, osteopatinin düşük ayak hastalarında kas-iskelet sistemi dengesini sağlamada önemli rol oynadığı ve sinir fonksiyonlarını desteklediği bulunmuştur. Osteopatik tedavi, düşük ayak gibi nörolojik bozuklukların tedavisinde tamamlayıcı bir yaklaşım olarak kullanılmaktadır.

Düşük Ayak Tedavisi Egzersizleri

Düşük ayak tedavisinde egzersizler, kas ve sinir fonksiyonlarını iyileştirmek için vazgeçilmez bir rol oynar. Ancak, bu egzersizlerin etkinliği sadece bir fizyoterapistin hastayı yönlendirmesiyle ve planlanması ile sağlanabilir. Ayrıca egzersizlerin fizyoterapist tarafından uygylanmasıda düşük ayak tedavisinde egzersiz protokolünün en önemli yönüdür.

Düşük ayak egzersizleri, her bireyin sağlık durumu, kas gücü ve sinir fonksiyonları farklı olduğu için kişiye özel olarak hazırlanmalıdır.

  • Kişiye Özel Egzersiz Planları

Düşük ayak tedavisinde uygulanan egzersizlerin başarısı, kişiye özel planlanmış olmasına bağlıdır. Fizyoterapist, hastanın kas ve sinir durumu, yaş, altta yatan nedenler gibi birçok faktörü göz önünde bulundurarak egzersiz programını oluşturur. Kişiselleştirilmiş egzersiz planları, hastanın yürüme yeteneğini, denge becerisini ve kas gücünü adım adım iyileştirecek şekilde düzenlenir. Genel egzersiz reçeteleri, düşük ayak hastalarının ihtiyaçlarını karşılamayabilir ve yanlış uygulamalar, iyileşme sürecini yavaşlatabilir.

  • Fizyoterapist Tarafından Verilmesi Gerekliliği

Düşük ayak egzersizleri mutlaka bir fizyoterapist tarafından değerlendirilip planlanmalıdır. Fizyoterapistler, doğru egzersizleri seçmenin yanı sıra, hastanın egzersizleri doğru formda uygulamasını da sağlar. Yanlış yapılan hareketler, kasları ve sinirleri daha fazla zorlayarak durumu kötüleştirebilir. Bu nedenle, fizyoterapist kontrolü olmadan egzersiz yapılmamalıdır. Ayrıca, egzersizlerin düzenli olarak takip edilmesi ve ihtiyaç halinde programın revize edilmesi, tedavi sürecinin bir parçasıdır.

  • Düşük Ayak İçin Önerilen Temel Egzersizler

Fizyoterapist tarafından önerilen düşük ayak egzersizleri, kasları güçlendirme ve sinir uyarımını artırmaya yönelik olabilir. Aşağıda sıkça kullanılan bazı egzersizler yer almaktadır, ancak bu egzersizler her hastanın bireysel ihtiyaçlarına göre uyarlanmalıdır:

  1. Dorsifleksiyon Egzersizleri: Ayak bileğini yukarı kaldırmaya yönelik yapılan bu egzersizler, ayak bileğinin hareket kabiliyetini artırır ve sinir sinyallerini güçlendirir.
  2. Bant Dirençli Egzersizler: Elastik bantlar kullanılarak yapılan dirençli egzersizler, ayak ve bacak kaslarını güçlendirmeye yardımcı olur.
  3. Denge Egzersizleri: Düşme riskini azaltmak için denge egzersizleri uygulanır. Fizyoterapist, hastanın dengesini koruyarak yürüyüş yeteneğini geliştirmesi için özel denge çalışmaları önerir.
  4. İzometrik Egzersizler: Kasların kasılmasını sağlayan ancak eklem hareketi gerektirmeyen bu egzersizler, kas gücünü artırırken sinir fonksiyonlarını da iyileştirir.

Fizyoterapist eşliğinde yapılan bu egzersizler, düşük ayak hastalarının günlük yaşam aktivitelerine daha hızlı dönmesini ve bağımsız hareket etme kabiliyetini geri kazanmasını sağlar.

Düşük Ayak Tedavisinde Bilimsel Çalışmalar

Düşük ayak tedavisinde fizyoterapinin başarısı, akademik araştırmalarla desteklenmektedir.

  • Trigger point terapi,
  • Miyofasyal gevşetme tekniği,
  • Sinir mobilizasyonları,
  • Klinik PNİ terapi,
  • Kinezyo bantlama tekniği,
  • Osteopati,
  • Fonksiyonel egzersizler gibi yöntemlerle sinir ve kas fonksiyonlarını yeniden kazandırılabilir. Çünkü; bilimsel çalışmalar, bu tedavi yöntemlerinin düşük ayak rehabilitasyonunda etkili olduğunu ve hastaların yaşam kalitesini artırdığını ortaya koymaktadır.

Düşük ayak tedavisinde mutlaka hekiminiz ile birlikte fizyoterapistinizinde görüşünü almanız ve değerlendirmesinden geçmeniz en doğru tedavi protokolü olacaktır.

Düşük Ayak Ağrı Yapar Mı ?

Evet, düşük ayak durumu bazı hastalarda ağrıya neden olabilir. Düşük ayağın kendisi doğrudan ağrı yapmasa da, altta yatan nedenler ve duruma bağlı gelişen komplikasyonlar ağrıya yol açabilir.

Düşük ayağın ağrıya neden olabileceği birkaç önemli faktör şunlardır:

  • Düşük Ayakta Sinir Hasarı ve Ağrı Olur

Düşük ayak genellikle peroneal sinir hasarı ya da diğer sinir sistemi bozukluklarından kaynaklanır. Sinirler zedelendiğinde veya sıkıştığında, ağrı, uyuşma ve karıncalanma gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Bu durum, sinirin hasar gördüğü bölgeden başlayarak ayağa kadar yayılabilen bir ağrıya neden olabilir. Sinir kaynaklı ağrı genellikle yanma, batma veya keskin bir his olarak tanımlanır. Düşük ayak tedavisinde bu sinir hasarına bağlı olarak ortaya çıkan ağrılı durumun da ortadan kaldırılması hedeflenir.

  • Düşük Ayakta Kas Gerginliği Artar ve Ağrı Oluşur

Düşük ayak sonucu, kaslar sürekli olarak zorlanır ve bu da kas gerginliği ve ağrıya yol açabilir. Ayağı yukarı kaldırma yeteneği kaybolduğunda, yürüyüş sırasında diğer kaslar daha fazla çalışmak zorunda kalır. Bu dengesizlik, diz, kalça ve bel gibi vücudun diğer bölgelerinde ağrıya yol açabilir. Düşük ayak tedavisinde kas gerginliğinin ortadan kaldırılması hedefi yaşam kalitesindeki artışıda beraberinde getirecektir.

  • Düşük Ayak Problemi Yürüme Bozukluğu ve Mekanik Ağrı Yaratır

Düşük ayak, kişinin normal yürüme paternini bozar. Ayağın yerde sürüklenmemesi için hastalar dizlerini daha fazla bükerek yürümek zorunda kalırlar. Bu anormal yürüme şekli (steppage gait), diz, kalça ve bel bölgesinde eklem ağrısına neden olabilir. Ayrıca, uzun süreli yürüme bozuklukları kas dengesizliklerine ve eklem deformitelerine yol açarak kronik ağrılara neden olabilir.

  • Düşük Ayak Ödem ve Dolaşım Problemlerini Ortaya Çıkarır

Düşük ayak, bacak ve ayak bölgesinde dolaşımın bozulmasına neden olabilir. Sinir hasarının yanı sıra, hareketsizlikten kaynaklanan ödem (şişlik) de ağrıya yol açabilir. Dolaşım problemleri, kaslarda sertlik ve ağrıya neden olabilir ve iyileşme sürecini zorlaştırabilir. Bu hususta da ayrıca fizyoterapistiniz tarafından ödem terapisi desteği almanızda fizyoterapi ve rehabilitasyon sürecinin başarısını ciddi oranda arttıracaktır.

Sonuç olarak düşük ayak durumu bazen sinir hasarı, kas gerginliği, yürüme bozukluğu veya dolaşım problemleri gibi nedenlerden dolayı ağrıya yol açabilir. Bu ağrının kontrol altına alınması ve tedavi edilmesi, hastanın genel iyilik hali ve tedavi süreci için kritik öneme sahiptir. Fizyoterapi, bu ağrının yönetilmesinde de etkili bir rol oynar, çünkü kasları rahatlatan egzersizler, sinir uyarımını artıran terapiler ve manuel teknikler ağrıyı hafifleterek iyileşme sürecini ciddi oranda hızlandırır.

Düşük Ayak Probleminde Hasar Gören Sinir Hangisidir ?

Düşük ayakta genellikle peroneal sinir hasar görür. Peroneal sinir, bacağın dış kısmından ayağa kadar uzanan ve ayak bileği ile ayak parmaklarının hareketini kontrol eden bir sinirdir. Bu sinir, bacağın dışındaki fibula kemiğinin başından geçerken yüzeye yakın bir konumda yer alır, bu da onu yaralanmalara ve baskıya karşı hassas hale getirir.

Düşük ayak tedavisinde fizyoterapiye yönelik teknik – metotlardan faydalanmak, fizyoterapist desteği almak veya merak ettiğiniz tüm sorulara cevap bulmak için iletişim sekmemizi tıklayarak bizlere ulaşım sağlamaktan lütfen çekinmeyin.

Ağrısız, özgür ve hareketli yarınlara…

2 Comments

  • Mihriban dedi ki:

    Merhabalar ben 2,5 sene once inneden sonra sakat kaldim yuruyusimde bir aksaklik var acaba iyilesirmi ayagimda his yok bide ince otekisine gore tedavi gordum ama olmadi olmuyor

    • Mihriban Hanım merhabalar,

      Geçmiş olsun öncelikle.

      İnme sonrası iyileşme süreci birçok faktöre bağlıdır ve her hastada farklı ilerleyebilir. Yürüyüşünüzdeki aksaklık ve his kaybı, beynin etkilenen bölgesine, sinir-kas sisteminizin durumuna ve rehabilitasyon sürecine bağlı olarak değişebilir. İnme sonrasında kas güçsüzlüğü, spastisite (kas sertliği), denge bozuklukları ve duyu kaybı sık görülen problemlerdir. Ayrıca, bir bacağınızın diğerine göre ince olması kas atrofisiyle (kas kaybı) ilişkili olabilir. Kas ve sinirlerin tekrar işlev kazanabilmesi için yoğun ve düzenli bir fizyoterapi programı çok önemlidir. Nörolojik rehabilitasyon, kas gücünü artırmaya, hareket kabiliyetini geliştirmeye ve sinir sisteminin yeniden yapılanmasını desteklemeye yardımcı olabilir. Size özel bir rehabilitasyon programı belirlemek için mutlaka hekiminize ve fizyoterapistinize danışmanızla birlikte düzenli bir takip önerilir.
      Ne kadar iyileşme sağlanabileceği, yapılanlara ve beynin plastisite (yeniden öğrenme) kapasitesine bağlıdır. Bu nedenle, fizyoterapiye mümkün olduğunca erken ve düzenli devam etmek büyük önem taşır.

      Sağlıklı günler dileriz.

Leave a Reply